Ne Onla Ne Onsuz

Doğum günü pastası mumunu üflerken, yıldızlar kaydığında, Nevruzda gül ağacının  altına dilekler çizerken, yeni yılda dilekler tutulurken aramızda aşk dilemeyen yoktur sanırım. Aşksızken aşk dileriz. İlişkimiz yeni bittiğinde  ise “Yalan dostum AŞK diye bir şey yok “ deriz. Yani ne onla ne onsuz olmayı becerebiliyor bu insanoğlu. Size biten ama bir türlü kafamızdan çıkmayan aşklarla ilgili bir müze ve filmden bahsetmek istiyorum.



Bitmiş İlişkiler Müzesi

Tarih, kültür, etnografya, arkeoloji vb. müzelerinden sıkıldıysanız Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’teki Bitmiş İlişkiler Müzesi tam size göre. Bu müze de bitmiş aşkların hikayelerini okuyacak ve biten ilişkinin hatıralarını göreceksiniz.

2003 yılında film yapımcısı Olinka Vistica ve heykeltıraş Drazen Grubisic 4 senelik ilişkilerinin sonuna gelirler. Ayrılırken de ellerinde kalan eşyalarla bir müze kurulabileceğini hakkında şaka yaparlar. 2006 yılında Drazen Olinka ile iletişime geçip müzeyi kurmak istediğini söyler. Ardından arkadaşlarından eski ilişkilerinden kalan eşyaları toplayarak bir koleksiyon oluştururlar ve 2006 yılında 41. Salon etkinliğinde halka sunulur.

broken_rel_museum

Sergi 2006- 2010 yılları arasında Arjantin, Bosna Hersek, Almanya, Makedonya, Filipinler, Sırbistan, Singapur, Slovenya, Güney Afrika, Türkiye, İngiltere ve ABD’yi ziyaret etti ve 200. 000 den fazla kişi sergiyi ziyaret etti. Gittiği ülkelerdeki ziyaretçilerden gelen bağışlarla koleksiyon iyice büyüdü.

Vistica ve Grubisic bu koleksiyonun müze yapılması için Hırvatistan kültür bakanlığına çeşitli başvuruların sonuçsuz kalmasından dolayı kendileri 300 m2’lik bir yer kiralayarak 2010 yılı ekim ayında Hırvatistan’ın ilk özel müzesini açtılar. Burası bir müzeden çok bir sanat projesi. Kurucular eşyaların hafızanın birer izi olduğu fikrinden yola çıkmışlar. Biten ilişkilerinden kalan eşyaları mirasları toplayarak, bunları koruyarak  ve güvenli bir hafıza yaratıyorlar. Müze haftanın 7 günü açık ve genellikle ziyaretçileri yabancı turistler. Müze 2011 yılında da Avrupa’daki en yenilikçi müze ödülünü aldı.

broken rel_museum



Hepimizin gizli saklı kimsenin bilmediği hikayeleri olduğu gibi eşyalarında birer hikayeleri var. Müzedeki her eşya anonim, kimin bağışladığı yazmıyor yanında sadece ait olduğu kişiye ait bir açıklaması ve hikayesi yer alıyor. İşte müzede göreceğiniz bazı eşyalar; aşk mektupları, oyuncak ayılar, fotoğraflar, iç çamaşırları, bir savaş gazisinin protez bacağı , manken elleri, gelinlikler, taşlar, eski sevgiliden kalan bir mobilyayı parçalamakta kullanılan bir balta , dikiz aynası, uçaklarda verilen mide bulantısı torbaları, eski pasaport, cep telefonu, Skype görüşmeleri çıktısı ve daha fazlası.

Berlin’den bağışlanan baltanın hikayesi gerçekten hoşuma gitti. Oğlan kızı görür ve aşık olur. Arkadaşların insanları tanımak için biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu söylemesine kulak asmayıp beraber yaşamaya başlarlar. Oğlan 3 haftalık bir Amerika seyahatine çıkar fakat kız gelemez. Kız arkadaşı gözü yaşlı bir şekilde havalimanında bu 3 haftanın çok zor geçeceğini ve onsuz nasıl zaman geçireceğini söyler. Oğlan geri döndüğünde kız, bir kızla tanıştığını ve ona aşık olduğunu söyler. Kızı sadece 4 günden beri tanıdığını fakat oğlanın veremeyeceği her şeyi kızın verebileceğini söyler. Oğlan yine de duygularına yenilip onun ve kızın gelecek planlarını sorar. Kız ertesi gün cevap vermeyince, oğlan kızı evden atar. Kız da hemen ardından yeni kız arkadaşıyla tatile çıkar. Oğlan gidip bir balta alır ve 14 gün boyunca kız arkadaşının mobilyalarından bir bölümünü balta ile parçalar. Her parçayla beraber kendini daha iyi hisseder. Kız tatilden gelince mobilyalarından kalan parçaları ve çöplerini alıp gider. Balta da terapi aleti olarak terfi etmiştir.

ex axe

2010 Şubat ayında İstinye Park’ta açılan sergiden den birkaç ilginç eşya ve hikayesi ;

Oyuncak Tahta At/ Bursa: “Bu tahta atı beraber gezerken bana almıştı, o zaman arkadaştık. Sonra sevgili olduk. Sonra en yakın arkadaşımın sevgilisi olduğunu öğrendim. Bu attan kurtulursam doğru aşkı bulacağımı düşünüyorum ama atmaya elim varmıyor.”

El kremi /İstanbul: “Liseden beri birlikteydik. Evleneceğine kesin gözüyle bakılan, insanların parmakla gösterdiği o şanslı ve mükemmel çift bizdik işte. Ama sadece dışarıdan gözüken resimdi bu. Evlenmemize iki ay kala “Ben yapamayacağım” dedi ve beni terk etti.  Bu el kremini bir NY tatilimizde almıştık. İlişkimizin en mutlu zamanlarından kalan bir hatıra benim için. Krem çoktan bitti ama kokusu hala duruyor. Bazen açıp kokluyorum ve güzel anlarımızı hatırlıyorum.”



Patlamayan şampanya /İstanbul:   “Bu iki kişilik şampanyayı harika bir Paris tatilinin dönüşünde, havaalanından birlikte aldık. Evlilik  teklifi alacağım, kutlayacağız diye hayaller kurarken ayrıldık. Şampanya hiçbir zaman patlamadı ama ilişkimiz birinci yılında patladı.”

Sil Baştan

Kate Winslet ve Jim Carrey hayranları kesinlikle bu filmi izlemiştir. Orijinal adıyla  “ Eternal Sunshine of the Spotless Mind” bizde Sil Baştan diye gösterime giren bu film. Birbirine delice aşık bir çiftin tanışmaları, ilişkileri, ayrılmaları ve birbirlerini unutma çabalarını izliyorsunuz.

sil bastan

Kız ayrılığın acısına katlanamaz ve eski sevgilisine ait tüm anıları hafızasından sildirmeye karar verir. Oğlan kızın hafızasından silindiğini öğrendiğinde deliye döner ve olaylar başlar. Oğlan da kızı hafızasından sildirecek mi?  Kader eski aşıkların yollarını yeniden kesiştirecek mi? Çok sevdiğim ve defalarca izlediğim bu filmin sonunu söylemeyeyim de soruların cevabını siz filmde bulun.

Böyle bir hafıza sildirme teknolojisi henüz hayatımıza girmedi fakat eminim ki böyle bir şey çıksa hafızasını sildirmek birçok insan olacaktır. Ama size eski aşkınızın mirasından kurtulmak istiyorsanız  eşyalarını ve hikayelerini bağışlayarak ve hafızanızı hafifletebilirsiniz. Eskiye dair eşyaları, anıları, düşünceleri hayatınızdan çıkartmazsanız yerine gelecek yenileri için yer açamazsınız. Sonra da “Neden yeni güzel şeyler beni bulmuyor? “ der durursunuz 🙂