İran Kedilerinden Haberiniz Var Mı?

Seyahate çıkmadan önce o ülke hakkında olabildiğince çok bilgi toplarım. Seyahat edenlerin yazılarını ve kitaplarını okurum, fotoğraflarına bakarım. Ülkenin edebiyatı, müziği ve sineması hakkında biraz araştırma yaparım. Gittiğim yerdeki insanlara  en sevdikleri filmleri, yönetmenleri sorar ve o filmlerin DVD’lerini  satın alırım. Mayıs ayındaki İran seyahatimden sonra çok ilginç bir film İran filmi keşfettim ve sizinle paylaşmak istedim.



İran Kedilerini Kimse Bilmiyor- No One Knows About Persian Cats (2009)

Kürt asıllı Bahman Ghobadi İran alternatif- yeraltı müziğinin en önemli grupları hakkında çok güzel bir film yapmış. Filmde birkaç kişi dışında herkes gerçek hayatlarında müzisyen ve hepsi de İran’ın bilinen isimleri. Film müziklerini ayrıca dinlemenizi tavsiye ederim. İran gençliği ve alternatif müzik yapmak için verdikleri ilginç çabaları izlenmeye değer.

Yıllar içinde izleme fırsatı bulduğum diğer İran filmlerinden bazılarını da bunlar:

Cennetin Çocukları- Children of Heaven (1997)

Yokluk, iki kardeş ve tek çift ayakkabı. Küçük kız kardeşinin ayakkabısını kaybeden oğlan çocuğunun şehirde ayakkabı arama maceraları. 1999 yılında yabancı dilde en iyi film Oscar ödülüne aday gösterilen bu film tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamak için güzel bir fırsat.



Ayna- The Mirror (1997)

Kolu alçılı küçük kız çocuğu bir gün okul çıkışında annesini buluşma yerinde bulamaz. Küçük kızın şehirde evini bulma hikayesini anlatan yönetmen Jafar Panahi bu filmle 1998 yılı İstanbul Film Festivalinde Altın Lale ödülünü kazandı.

 

Kirazın Tadı- Taste of Cherry (1997)

İran sinemasının önemli yönetmenlerinden Abbas Kiarostami’nin 1997 yılı Cannes Palme d’Or ödüllü bu filminde intihar ettikten sonra bedenini bir kiraz ağacının altına gömecek birini arayan bir adamın hikayesini anlatıyor.



Rüzgar Bizi Sürükleyecek-The Wind Will Carry Us (1999)

Abbas Kiarostami’den şiir gibi bir film. Neden mi? Film adını ünlü şair Füruğ Ferruhzad’in bir şiirinden alır. Bir grup gazeteci ve mühendisin belgesel çekimi için geldikleri bir Kürt köyündeki anlatan film de Füruğ Ferruhzad ve Ömer Hayyam’a göndermeler var.

 

Kaplumbağalar Da Uçar- Turtles Can Fly ( 2004)

Cannes ödüllü Şarhoş Atlar Zamanı filminin yönetmeni Bahman Ghobadi’den 23 ödül sahibi yürek burkan bir savaş filmi. Amerika işgali öncesi Irak – Türkiye sınırındaki mülteci kampında mayın toplayan bir grup çocuğun hikayesi.



Sorayayı Taşlamak – Stonning Soraya( 2008) 

1986 yılında bir araba kazası sonucu yabancı bir gazetecinin yolu İran’ın ücra bir köyüne düşer. Zehra yeğeni Soraya’nın ertesi gün taşlanarak öldürüleceğini bu gazeteciye gizlice anlatır. Film Fransız gazeteci Freidoune Sahebjam’ın 1990 yılında yayınladığı La Femme Lapidee kitabındaki gerçek hikayeden uyarlanma.

 

Aslı Gibidir-Certified Copy (2010)

Abbas Kiarostami’den yine bir Cannes adaylığı ve ödülü olan bir film. İngiliz bir yazar ile Fransız bir kadının Toskana’daki uzun yürüyüşleri ve birbirlerine sordukları derin sorular.



Bir Ayrılık- A Separation (2011)

Yönetmen Asghar Farhadi çok basit bir ayrılık öyküsünü gerçekçi ve merak uyandırıcı bir şekilde anlatıyor. Film 2012 yılı yabancı dilde en iyi film Oscarı dahil toplam 85 ödüle sahip.

 

Geçmiş- The Past (2013)

İranlı bir adam eski karısının yanına Paris’e geri döner. Fransız olan karısı bu arada yeni bir ilişkiye başlamış ve boşanmak istemektedir. Kadının kızı bu evliliğe karşı çıkmaktadır. Geçmişte bırakılanlara rağmen yeni bir hayat kurabilecekler mi? Asghar Farhadi’nin bu filmi Golden Globe en iyi yabancı dilde film ödülüne aday gösterilmiş ve 15 adet uluslararası ödül almış.

 

Hakkında çok şey okuduğum duyduğum İran elbette Batı dünyasının bize anlattığı gibi bir yer değil. Gösterilen ve anlatılanlardan çok daha fazlasına sahip bir kültür ve medeniyet olan İran  filmlerini ülkeyi daha yakından tanımak ve fikir sahibi olmak için izlemenizi tavsiye ederim.

Bol sinemalı günler