Edirne’yi Ziyaret Etmek için 7 Neden

Selimiye Camii

1363-1453 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğunun 3. başkentliğini yapan Edirne Ortaçağ’da bir Trak köyü olarak Orestia, Romalılar döneminde Hadrianapolis olarak anılmaktadır. Meriç kıyısına kurulmuş bu güzel şehrimizdeki tarihi ve kültürel eserleri gezmek için günler gerekir fakat bir haftasonunuzu Edirne için ayırmalısınız. İşte benim sizler için hazırladığım Edirne’yi ziyaret etmek için 7 neden.

Okumaya devam et “Edirne’yi Ziyaret Etmek için 7 Neden”

Yüzemeyen Gemi Vasa

Vasa Museum

İsveç Kraliyet kalyonu Vasa, 10 Ağustos 1628 tarihinde Stockholm limanından meraklı kalabalığın tezahüratıyla uğurlanır. Denize açıldıktan birkaç dakika sonra kuvvetli bir rüzgara yakalanır. 1210 ton ağırlığında 69 metre uzunluğundaki gemi önce yalpalar sonra yana yatar. Bu sırada top atışı için açık olan kapaklarından içeri su girmesiyle su almaya başlayan Vasa 1 mil bile yol alamadan sahilden 120 metre açıkta 32 metre derinlikte batar. Mürettebatın aile ve davetlilerini almasından dolayı gemi de 150 kişi bulunuyormuş. Yolcu ve tayfalardan yaklaşık 30’u Vasa ile beraber suyun derinliklerine gömülür ve hayatını kaybeder. Ne talihsiz ve trajik bir yolculuk değil mi?

Okumaya devam et “Yüzemeyen Gemi Vasa”

Uçan Heykeller-MillesGarden

Milles Garden-Stockholm

Seyahat ederken mutlaka şehrin birkaç müzesini gitmeye çalışırım. Özellikle de sanat müzeleri ve heykel bölümlerini ayrıca severim.  Heykel üç boyutlu olduğundan bana daha canlı ve gerçekçi geliyor. Sanki eserin ruhunu karşı tarafa daha iyi yansıtıyor. Stockholm’de seyahat ederken orada yaşayan bir arkadaşım bana bir heykel bahçesinden bahsetmişti. İlk duyduğumda tam olarak nasıl bir şeyden bahsettiğini anlamamıştım ama ilgimi çekmişti. Şehir merkezinden yaklaşık 7 kilometre ve 20 dakika mesafedeki bu müzeye gitmeye karar verdim. Müzeye nasıl ulaşılır için buraya tıklayın.

Okumaya devam et “Uçan Heykeller-MillesGarden”

Ne Onla Ne Onsuz

ne onla ne onsuz

Doğum günü pastası mumunu üflerken, yıldızlar kaydığında, Nevruzda gül ağacının  altına dilekler çizerken, yeni yılda dilekler tutulurken aramızda aşk dilemeyen yoktur sanırım. Aşksızken aşk dileriz. İlişkimiz yeni bittiğinde  ise “Yalan dostum AŞK diye bir şey yok “ deriz. Yani ne onla ne onsuz olmayı becerebiliyor bu insanoğlu. Size biten ama bir türlü kafamızdan çıkmayan aşklarla ilgili bir müze ve filmden bahsetmek istiyorum.

Okumaya devam et “Ne Onla Ne Onsuz”

Her Şey Bir Hayalle Başlar – Baksı Müzesi

baksi muzesi

Hani bir söz vardır ya “ Bir umuttur yaşatan insanı”. İşte bir umut , bir hayal düşer aklınıza bir gün. Aradan yıllar geçer siz bile bazen unutursunuz bu hayali . Aslında hiçbir yere gitmemiş aklınızın bir köşesinde duruyordur. Doğduğu büyüdüğü köye bir kültür merkezi kurmak sanatçı Hüsamettin Koçan’ın bir hayali idi. O bu hayalini hiç unutmadı ve yaşadığı birçok zorluğa rağmen 2010 yılında doğduğu büyüdüğü köyde Baksı Müzesini açtı. Ve müze 2014 yılında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Bilim,Kültür ve Eğitim Komitesi’nden Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü aldı. Bu ödül 1977 yılından beri Avrupa kültür mirasına yaptıkları değerli çalışmalardan dolayı müzelere verilen prestijli bir ödül.

Bu yazım da duyduğumdan beri görülecekler listemde yer alan Baksı Müzesi ve hayallerinin peşinden koşan sanatçı Hüsamettin Koçan hakkında bahsetmek istiyorum.

Okumaya devam et “Her Şey Bir Hayalle Başlar – Baksı Müzesi”