Eğer dünyaya tek bir bakış hakkınız olsa, mutlaka gözünüz İstanbul’da olmalı.
Alphonse de Lamartine
Gezdiğim gördüğüm yerlerin adlarının nereden geldiğini hep merak eder, düşünürüm. Bazılarının isimlerinin nereden geldiğini tahmin etmek kolay bazılarının ki ise gayet zor olabiliyor. İlk duyduğumdan beri ilgimi çeken Kadıköy’ün isminin nerden geldiğini sizinle paylaşmak istiyorum.
Bu sene çok fazla kar, yağmur görmedik. Soğuk bir kış olmadı. Gerçi küresel ısınmadan dolayı artık mevsimler birbirine karışıyor. Benim için yaz üç hafta önce Kaş’a dalışa gitmemle başladı. Güzel bahar günlerini yaşadığımız bu günler aynı zamanda yaz mevsiminin habercisi. 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Türk dünyasında Hıdrellez bayramı olarak kutlanır. Bu gecede ateşler yakılır, etrafında eğlenilir, ateşin üzerinden atlanır, Dilek tutanlar gül ağacına kırmızı kurdele bağlar ya da altına isteklerinin küçük bir modelini çizer.
Lale deyince akla hemen Hollanda laleleri gelir. Aslında lale soğanları Kanuni Sultan Süleyman tarafından Avrupa’ya gönderilmişti. Şimdi ise bu laleler Hollanda’nın sembolü haline geldi.
Taksimin kalabalık ve gürültüsünden sadece 5 dakika uzaklıktaki Heirloom Cafe, aynı isimli otelin bahçesinde sessiz sakin bir kaçış yeri. 115 senelik eski binanın yenilenmesi sonucunda 6 odalı butik bir otel ve cafe-market ortaya çıkmış. Cafede sifon isimli bir kahve var, iki kişiye servis ediliyor. Bu kahveyi sizin gözünüzün önünde yapıyorlar. Servis elemanın bize verdiği bilgiye göre bu kahve pişirme tekniği Japon kahvesinden geliyormuş. Cafe’de kahvenin yanında salatalar, atıştırmalıklar, tatlılar da var. Cafenin içinde aynı zamanda yerel üreticilerin ürettiği ürünleri bulabilir ve satın alabilirsiniz. Ürünlerden bazıları; şallar, sabunlar, zeytinyağı, reçeller, ahşap aksesuarlar.
Fotoğraflar Heirloom Istanbul’a aittir.
Bu dükkanda birbirinden çok hoş şeyler var gerçekten; tekstil ürünleri, ev süsleri, oyuncaklar, el yapımı sabunlar, spa ürünleri, takılar, kırtasiye malzemeleri, örgü ürünleri ve daha fazlası. Buradan yapacağınız alışveriş ile bu ürünleri üreten düşük gelirli kadınları desteklemiş olacaksınız. Çin malı ürünler alacağınıza, el yapımı yerel ürünler alın ve bu kadınların üretim yapmasını sağlayan KEDV vakfını da desteklemiş olun. Vakıf aynı zamanda çocukların gelişimiyle de ilgili projelere destek vermektedir.
Gece hayatının dahisi Izzet Çapa`nın en yeni projesi, Trump Cadde. Çapa burada da çok güzel bir sokak yaratmış. Adı Cadde ama küçük bir mahalle meydanı ve etrafındaki birkaç sokak havası olmuş. Henüz açılmayan mekanlar var fakat hepsi açıldığında çok hoş cıvıl cıvıl bir yer olacağından şüphem yok. Yazın Cadde`de kışın Mahallede `de olacakmışız gibi gözüküyor.
Taksim`in kalabalığından sıkıldıysanız, hemen Galatasaray Lisesinin arkasından Çukurcuma`ya doğru yürüyün. Sadece 5 dakika sonra Holy Cafe`desiniz. Kafeye gittiğinizde kendinizi sanki evinizde müzik dinleyip bir şeyler içiyormuşsunuz gibi hissedeceksiniz. Personel güler yüzlü ve sıcakkanlı. Menüsünde çok güzel çay, kahve ve yemekler var. Benim önerim taze elmalı kek ve Holy bitki çayı.