Kasım ortasında 28 derecelik bir günde Las Canteras plajının ince kumlarının üzerinde oturmuş dalgaların sesini dinleyip bu satırları yazıyorum. Birkaç ay önce bir seyahatimden dönerken dönüş tarihi belli olmayan gezilere çıkmak istiyorum demiştim. Bu hayatta ne istediğinize dikkat edin çünkü bir gün gerçekten oluyor 😉
Bazılarınız benim neden Kanarya adalarındaki Las Palmas adasında olduğumu biliyor. Bilmeyenler için açıklayayım. Kız kardeşim Didem ve ben yelkenliyle Atlantik okyanusunu geçmek için İstanbul’dan yaklaşık 5500 km uzaklıktaki Kanarya adalarına geldik. Hikayenin bir de başlangıcı var tabii ki.
Ağustos sonu itibariyle 5 senden beri çalıştığım bankam beni işten çıkardı ki bundan çok memnunum. Çünkü bir süreden beri aklımda olan projelerimi hayata geçirmek için bana fırsat oldu. “Her şerde bir hayır vardır “yada “Her kriz bir fırsat doğurur” sözleri bence çok doğru 🙂
Hayallerimden biri de Atlantik okyanusunu yelkenli ile geçmekti.Bu çılgın fikir nereden çıktı? diyenleri duyar gibiyim. Geçen sene yaklaşık bu zamanlarda Özgür İnam adlı gezgin bir yelkenci ile tanıştım. Onun yelkenli ile Marmaris’ten başlayıp Karayiplerde biten bir Atlantik geçiş hikayesini birebir dinledikten ve gezi fotoğraflarını gördüm. Sonra “Evet bir gün bunu bende yapmak istiyorum “dedim. Onun hikayesine buradan ulaşabilirsiniz.
Kendi kendime tamam bunu yapmak istiyorsun ama acaba denizi sevecek misin? Deniz tutacak mı? diye sordum. Hemen arkasından bir yelken okuluna kaydolup bu işi öğrenmeye karar verdim. Didem bir önceki yaz Yunan adalarında yelkenli bir tekne ile seyahat yapmış ve yelkeni sevmişti. O da benimle beraber okula kaydoldu. Biz güzel güzel yelken öğrenmeye ve bundan sonra Ege ve Akdeniz’de yapacağımız yelkenli seyahatlerinin hayallerini kuruyorduk ta ki Ağustos ayına kadar.
Ağustos ayında işten ayrılınca ve Atlantiği geçme hayalimi gerçekleştirmek için güzel bir fırsat olduğunu düşündüm. Yaklaşık 10 senelik bir çalışma hayatından sonra kendime hediye olarak güzel bir seyahate çıkmanın iyi bir fikir olduğuna karar verdim. Bence herkes hayatında belli aralıklarla birkaç aylık seyahatlere çıkmalı. Normal yaşantısından dışarı çıkıp bir ufak bir keşif yapmalı başka dünyalara , yaşamlara.
Kız kardeşim Didem de eylül ayı başında uzun mesai saatleri, insanı öğüten bir düzen içinde çalışmak istemediğine karar verip 7 seneden beri çalıştığı bankasından istifa etmeye karar verdi. Kendisi bir süre kurumsal hayata ara vermek istemişti. Benim seyahat planlarımı duyunca da o da dayanamadı ve bana katıldı.
İşte bizi Türkiye’den yaklaşık 5500 km uzaklara Kanarya Adalarına getiren hikayemiz. Her şey hayal etmekle başladı. Dikkat hayalleriniz bir gün gerçek olabilir 🙂
Not: Seyahatimiz boyunca sizlere elimden geldiğince tecrübe ve anılarımızı aktaracağız. Beni buradan diğer sosyal medya hesaplarımdan da takip edebilirsiniz.