Bu sene çok fazla kar, yağmur görmedik. Soğuk bir kış olmadı. Gerçi küresel ısınmadan dolayı artık mevsimler birbirine karışıyor. Benim için yaz üç hafta önce Kaş’a dalışa gitmemle başladı. Güzel bahar günlerini yaşadığımız bu günler aynı zamanda yaz mevsiminin habercisi. 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece Türk dünyasında Hıdrellez bayramı olarak kutlanır. Bu gecede ateşler yakılır, etrafında eğlenilir, ateşin üzerinden atlanır, Dilek tutanlar gül ağacına kırmızı kurdele bağlar ya da altına isteklerinin küçük bir modelini çizer.
Pe ki nedir bu Hıdrellez?
Türklerin kutladığı Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan Hıdırellez günü, Hızır ve İlyas peygamberlerin yeryüzünde buluştukları gün olduğu sayılarak kutlanmaktadır. Bugün Hristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St. Georges günü olarak kutlarlar. 6 Mayıs’tan başlayıp 4 Kasım’a kadar olan Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 5 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır.
Hızır; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolanarak, bolluk ve sağlık dağıttığına inanılır. Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler. Hızır ismi Arapça kökenli olup “yeşil (adam)” anlamına gelir. Kendisine Hızır denilmesinin sebebi, bir hadiste, onun kuru bir yere oturması ve onun ardından o yerin hemen yeşillenivermesi olarak anlatılır.
İstanbul’da artık bu tarz eğlenceler için maalesef geniş alanlar yok. Son yıllarda ticari olarak düzenlenen eğlencelerin yanı sıra Roman vatandaşlarımız bu bayramı halen kendi mahallelerinde yaşatmaya ve kutlamaya çalışıyorlar. Ben yarın Ahırkapı’da ki Hıdrellez kutlamalarına katılarak yaza bir kez daha merhaba diyeceğim. Herkese bol seyahat ve keşif dolu güzel bir yaz dilerim.