Babam

Burada seyahat ederken tanıştığım ilginç, bana bir şeyler öğreten, fikirleri ve hayat bakış açılarıyla hayatıma bir şeyler katan kişilerden bahsetmek istiyorum. İlk olarak bahsetmek istediğim kişi benim varlık sebeplerimden biri olan sevgili babacığım.

Babam çok düşünen az konuşan, “Söz  gümüşse sukut altındır.” diyenlerdendir. Eee tabi evdeki kadın nüfusu üç  olunca o da sanırım bazen sessiz kalma hakkını kullanıyor 🙂 Düşüncelidir, yardımseverdir, ev işlerinde anneme çok yardımcı olmasa da aslında hem çalışkan hem de maharetlidir, tamir işlerini ve kendi kendine uzun yürüyüşlere çıkmayı sever. Herkese göstermese de aslında çok komiktir de.

Çocukluk yıllarımızda anlayamadığımız annelerimizi ve babalarımızı 30’lu yaşlardan itibaren sanırım daha iyi anlamaya başlıyoruz. Ve belki birazda onlar gibi oluyoruz. Tabii ki yıllar içinde babamın bazı konularda bazı zamanlarda neden sessiz sakin olduğunu ve hatta bazen kayıtsız kaldığını sorguladığım çok olmuştur. Ama şimdi insanlara ve hayata karşı takındığı o sessiz sakin tavrının altındakileri görebiliyor ve anlayabiliyorum. Her şeyin su gibi hızlı aktığı bu modern hayatımızda her şeye rağmen acele etmeden sessiz, sakin tavrını bozmadan yaşamasını gerçekten takdir ediyorum. Ve gün geçtikte keşke onun gibi olmayı becerebilsem diyorum.

Pamukkale

53 ülkeyi gezmiş bir kızı olan babama bazen  bu kadar çok gezmemizi ima ederek “Kızını dövmeyen dizini döver.” diyerek takılıyorlar. Babam hiçbir zaman dizlerini dövmedi ve de aksine bizleri Türkiye Cumhuriyetinin özgür, eğitimli birer kadını olarak yetiştirmek için uğraştı. Çocukları düştüğünde ya da tökezlediğinde her zaman ellerinden tutup onları ayağa kaldıran tüm babalar gibi benim babam da tüm varlığı ve sessizliği ile bize attığımız her adımda destek oldu.

Bugünden dolayı da öncelikle babamın ve çocuklarının ellerinden tutan tüm babaların babalar gününü kutlamak istiyorum.

Ailem