Benimle Keşfe Var Mısın?
Doğum günü pastası mumunu üflerken, yıldızlar kaydığında, Nevruzda gül ağacının altına dilekler çizerken, yeni yılda dilekler tutulurken aramızda aşk dilemeyen yoktur sanırım. Aşksızken aşk dileriz. İlişkimiz yeni bittiğinde ise “Yalan dostum AŞK diye bir şey yok “ deriz. Yani ne onla ne onsuz olmayı becerebiliyor bu insanoğlu. Size biten ama bir türlü kafamızdan çıkmayan aşklarla ilgili bir müze ve filmden bahsetmek istiyorum.
Hani bir söz vardır ya “ Bir umuttur yaşatan insanı”. İşte bir umut , bir hayal düşer aklınıza bir gün. Aradan yıllar geçer siz bile bazen unutursunuz bu hayali . Aslında hiçbir yere gitmemiş aklınızın bir köşesinde duruyordur. Doğduğu büyüdüğü köye bir kültür merkezi kurmak sanatçı Hüsamettin Koçan’ın bir hayali idi. O bu hayalini hiç unutmadı ve yaşadığı birçok zorluğa rağmen 2010 yılında doğduğu büyüdüğü köyde Baksı Müzesini açtı. Ve müze 2014 yılında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Bilim,Kültür ve Eğitim Komitesi’nden Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü aldı. Bu ödül 1977 yılından beri Avrupa kültür mirasına yaptıkları değerli çalışmalardan dolayı müzelere verilen prestijli bir ödül.
Bu yazım da duyduğumdan beri görülecekler listemde yer alan Baksı Müzesi ve hayallerinin peşinden koşan sanatçı Hüsamettin Koçan hakkında bahsetmek istiyorum.
Okumaya devam et “Her Şey Bir Hayalle Başlar – Baksı Müzesi”
OCAK
Harbin Buz Festivali , Çin
Yılbaşı kar olmadan olmaz diyorsanız: Buz ve kardan yapılmış, üzeri Noel ışıklarıyla süslenmiş harika heykelleriyle Çin’in Harbin şehrine gitmelisiniz. Festival Ocak başında başlayıp şubat başına kadar sürüyor.
İspanya’ya bağlı Gran Canaria adasının Las Palmas limanında başlayan 21 gün süren 2850 millik Atlantik geçişimiz hakkında birçok soru alıyoruz. Tekne de zaman nasıl geçiyordu? Teknede neler yapıyordunuz? Neler yediniz içtiniz? Neler pişirdiniz? Balık tuttunuz mu? Vb. birçok soru daha. İşte teknedeki hayatımızdan bir günlük kesit.
Burada seyahat ederken tanıştığım ilginç, bana bir şeyler öğreten , fikirleri ve hayat bakış açılarıyla hayatıma bir şeyler katan kişilerden bahsetmek istiyorum. Bahsetmek istediğim diğer kişi ise benim varlık sebeplerimden biri olan canım anneciğim .
Burada seyahat ederken tanıştığım ilginç, bana bir şeyler öğreten, fikirleri ve hayat bakış açılarıyla hayatıma bir şeyler katan kişilerden bahsetmek istiyorum. İlk olarak bahsetmek istediğim kişi benim varlık sebeplerimden biri olan sevgili babacığım.
Peru denilince ilk olarak eminim Machu Picchu; Nazca çizgileri ve uzaylılarla ilişkisi; İnka medeniyeti; rengârenk kıyafetleri, esmer tenleri ve çekik gözleriyle Peru yerlileri gelir akla. Peru da bunların dışında ceviche, chifa gibi lezzetli yemekler, pisco sour gibi güzel içecekler ve daha birçok Inka şehri ve kalıntıları sizi karşılayacak.
Kendi halinde güler yüzlü insanları, doğası, yemekleri (özellikle ceviche), Inka medeniyeti ve doğa güzellikleriyle Peru kalbimizde ayrı bir yere sahip oldu. Biz sadece 1 hafta gibi çok kısa bir süre kaldık ama tavsiyem en az 2 hafta bu ülkeye zaman ayırmanızdır.
Kolombiya denilince akla uyuşturucu trafiği, yüksek hırsızlık ve suç oranı, kahvesi, Karayip denizdeki sahilleri, Kolombiya altın ve zümrüt yatakları akla geliyor. Yolculuğumuzda özellikle Bogota’daki güvenlikle ilgili en fazla uyarıldığımız yerlerden biri olan Kolombiya’da hiçbir güvenlik sorunu ile karşılaşmadık.
Kolombiya doğasıyla, taze ve çok çeşitli meyveleriyle, sıcak insanlarıyla, Bogota’nın Soho’ya benzer tuğla evleriyle beklentilerimizin çok üzerinde bir izlenim bıraktı. Güvenlik ile ilgili olumsuz beklentilerden sonra gördüklerimiz bizde çok olumlu izler bıraktı. Umarım tekrarda Kolombiya’ya gidip daha fazla ve uzun gezmek fırsatımız olur.
Küba, Karayiplerin en büyük ve en kalabalık adasıdır. Dünyanın sayılı komünist ülkelerinden biri olan Küba denilince eminim aklınıza Havana Club, Mojito, Daiquiri, Küba Puroları, Salsa, Che Guevara, Fidel Castro, Bueno Vista Social Club, Guantanomo kampı, Domuzlar Körfezi çıkartmasından biri geliyordur. Amerika Birleşik Devletlerinin Küba’ya olan ambargosu kalkmadan Amerikaların akınına uğramadan Küba’yı dünya gözüyle görmek istedik. Havana ve çevresinde 5 gün geçirdik. Gezdiğimiz güzergahımız hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum.
Karayiplerin en büyük ikinci adası, Bachata ve Merengue dansının anavatanı, harika doğası ile Dominik Cumhuriyeti kesinlikle görülmeye değer.
Karayip denizindeki Küba’dan sonra ikinci en büyük ülkesi ve adası Dominik Cumhuriyeti, yemyeşil doğası, mavinin değişik tonlarındaki denizi, upuzun plajları, şelaleleri, dağları ve birçok doğa güzelliğiyle bizi kendine hayran bıraktı. Adadaki 3137 metrelık Duarte tepesi Karayiplerin en yüksek noktasıdır. Aynı zamanda Türkiye’de çok popüler olan Survivor yarışmasının çekimleri adanın kuzeyinde yapılıyor.
Burada 10 gün zaman geçirdik ve vaktimiz yettiğince her yerine gitmeye çalıştık. Benim rotamı daha kısa bir sürede mesela 1 haftada gezebilirsiniz. Bazı yerlerde otobüs bazı yerlerde araç kiralayıp gezdik. Gezdiğimiz yerler hakkında sizlere kısa kısa bilgiler vermek istiyorum. Okumaya devam et “Dominik Cumhuriyeti’nde Görülecek Yerler”